2015 yılında uluslararası toplum tarafından Birleşmiş Milletler için 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi kabul edilmiştir.

Ardından ülkelere 2030 yılına kadar hedeflerine ulaşmaları çağrısında bulunuldu.

Lüksemburg'da bu sürdürülebilir kalkınma politikasının uygulanmasına yönelik ana araç Sürdürülebilir Kalkınma Ulusal Planı'dır.

Ülke, 2021 yılına kadar bu alanda uluslararası lider olma konusundaki kararlılığını ortaya koymuştur. Avrupa'nın "güvenli limanı" olarak da bilinen bu küçük ülke, bunu başarmak için yedi döngüsel ekonomi ilkesini ulusal ve bölgesel stratejisine entegre etti ve bunu yapan ilk ülke oldu.

Bu ilkeler Sürdürülebilir Kalkınma Yüksek Kurulu (CSDD) tarafından geliştirilmiş ve sivil toplumdan uzmanlar ve farklı bakanlıklardan temsilcilerle işbirliği içinde hazırlanmıştır.

Döngüsel ekonomi daha sonra kaynakların korunmasına ve yerel ve dayanışmaya dayalı çözümlerin teşvik edilmesine olanak tanır.

7 ilke şunlardır:

1. Değerin yaratılması

2. Sistemik ve bütüncül (disiplinler arası ve işbirlikçi bir yaklaşıma dayalı);

3. 2 döngü (atık kavramıyla birlikte biyolojik ve teknolojik döngülerden bahsedeceğiz. Konsey bir basın açıklamasında "Her ürün iki döngüden birinde gelişecek şekilde tasarlanmalı veya programlanmalıdır. Bazı malzemeler veya ürünler birinden diğerine geçebilir");

4. Sağlık, refah ve olumlu etkiler ("Konsey'e göre olumsuz etkilerin azaltılması sürdürülebilir kalkınma için tek başına yeterli görülmemektedir");

5. Onarıcı ve yenileyici;

6. Çeşitliliğe öncelik;

7. Yerel ve destekleyici (özellikle yakınlık bisikletlerini teşvik ederek).

O zamandan bu yana, hem sektörel veya endüstriyel stratejileri desteklemek hem de ulusal makro-ekonomik stratejiler geliştirmek için kılavuz ve direktif olarak kullanılmışlardır.

Fransa'nın özellikle ekolojik zarar ve çevresel taahhütlerini yerine getirememesi açısından "yüzyılın olayı "na cevap vermek zorunda olduğu bir dönemde, Lüksemburg'un sürdürülebilir kalkınma konusunda liderligi elde etme konusunda avantajlı olduğu görülmektedir.